“Ben kanser olmasaydım bu kitap da olmayacaktı”… diye başlayan süreçte dostlarımın dünyadaki tüm bilgileri bana taşımasıyla önemli bir bilgilere ulaştım. Bu bilgilerden oluşan çok önemli bir kitabın da okurlara ulaştırılmasında editör, düzeltmen ve bir yayıncı aynı zamanda bir misyonu üstlenen kişi olarak emek verdim. Tuzlu su kürünün henüz dünyanın hiçbir yerinde genel bir bilgi durumuna gelmemesine rağmen ben kendi sağlığıma kavuşmada tereddüt etmeden kullandım. Ayrıca tüm yakınlarım sevdiğim dostlarımla da paylaştım. Uygulamada bu bilgileri test etmiş oldum. İnanılmaz gibi gelen sonuçlarını büyük bir sabır ve titizlikle kullanarak kendi üzerimde, yakınlarımda dostlarımda ve ülkemizin her kentinde bizden tuz alarak kullananların geri dönüşümlerinde doğrusu sevinçle karşılayarak öğrendim. Sabırlı ve sistemli bir şekilde yaşamımızda uygulandığında mucizevi sonuçlarını herkesin görebileceği bir aşamaya getirdik. Ben bu konuda yaptıklarımla yaşamımda duymadığım hazzı ve mutluluğu tattım.
Başlangıçta sadece bana bilgi olsun diye derlenen bilgilerin Yücel arkadaşıma kitaplaştırılması önerimin kabul görmesiyle, araştırmaların ve denemelerin bir kitaba dönüşmesine birlikte öncülük ettik. Yücel arkadaşımın deyimiyle “ölümün üstesinden gelmeye” çalıştığımız bir yolda bilgilerimizi denemelerimizi kitaplaştırdık. Kitap piyasaya çıktıktan sonra çok olumlu eleştiriler gelmeye başladı. Ama insanların bu kitap bilgilerini yaşama katabilecek, destekleyecek tuz Türkiye de henüz yoktu. Tuzu dışarıdan ithal etmek de gene bize düştü. Kollarımızı bu sefer tuzu ülkemize getirmek için sıvadık. Uzun uğraşlardan sonra kitabın yazarlığını yapan Yücel arkadaşımla birlikte tuzu ülkemize ithal eden ilk kişi olduk. Tuzun ithal edilmesiyle kullanımı ve ulaşılabilirliği kolaylaşmış oldu. Tuzlu su kürünü kullananları takip ettiğimde inanılmaz sonuçlarla karşılaştım. Heyecanım her sonuçta bir o kadar daha artmaya başlamıştı. Behçet hastalığı konusunda yıllardır sıkıntı çeken bir kullanıcı bu hastalığını himalaya tuzlu su kürüyle yendiğini söyleyince mucizevi sonucu hepimizi sevindirdi. Bu hastalığa yakalananlar için bir umut doğmuş oldu. Basit tansiyon sorunlarından kısa sürede kurtulduklarını iletenler, idrar tutamama sorunu yaşayıp da himalaya tuzlu su kürüyle sağlığına kavuşanlar, sabah yatağından rahat kalkamayanların himalaya tuzlu su küründen sonra zinde bir şekilde kalktıklarını söyleyen ve bunun gibi bir sürü hastalıklarda himalaya tuzu inanılmaz sonuçlar göstermiştir.
Himalaya tuzunu ülkemize getirip tanıtımına başladığımız bir yıl içerisinde oldukça deneyimsel sonuçlar elde ettik. Düzenli kullananlardan aldığımız geri dönüşümlerden tansiyon sorunlarının, eklem ve romatizmal ağrılarının çok kısa bir sürede ortadan kalktığını söyleyenlerin çığ gibi çoğalması doğrusu bizleri umutlandırdı. Ayrıca menopoza girmiş 55-58 yaşlarında bir kullanıcının himalaya tuzlu su kürünü kullandıktan 3 ay gibi bir süre sonra tekrar regl olmaya başladığını bize anlatmaları himalaya tuzunun yararlarının toplumda yaşama girmesi bizleri sevindirdiği kadar bu gelişmeleri kendi çıkarları uğruna kullananlarıda harekete geçirmiştir. Himalaya tuzuyla hiçbir ilgisi olmadığı halde Çankırı kaya tuzlarını himalaya tuzu altında piyasaya sunanların da olduğunu gördük ve bu konuda tüketicileri elimizden geldiğince uyarmaya çalıştık. Sağlık bakanlığı son günlerde tuz tüketimiyle (sodyumklorür tuzu) ilgili çalışmalarda başlatmış olup tüm bu gelişmeler tuz konusunda farkındalık yaratmıştır. Artık tuzun ne olduğunu ve nasıl olması gerektiğini bilen azımsanmayacak bilinçli bir kesim yaratılmıştır. Bundan sonrası tüketicilerin bilinçli alış verişine bağlı olarak daha da sağlıklı gelişeceğine, bu konudaki bilgilerimizi de yeri geldiğinde tüm tüketicilerimizle paylaşacağımızı katkılarımızı sunacağımızı belirtirim.
Nurettin YILMAZ
